Projeler Tümünü Göster | Tümünü Gizle
Kısa Süreli Bilişsel-davranışçı Psikoterapide Terapötik İttifak ve ittifakta Bozulma Olgularının İncelenmesi
Projenin Başlığı: Kısa Süreli Bilişsel-davranışçı Psikoterapide Terapötik İttifak ve ittifakta Bozulma Olgularının İncelenmesi. H.Ü.Bilimsel Araştırmalar Birimi
Proje No: 03G009
Projenin Süresi:2006-
Proje Yürütücüsü: Prof. Dr. Gonca Soygüt
Yardımcı Araştırmacılar: Dr. Sait Uluç, Dr. Zeynep Tüzün, Dr. Sedat Işıklı, Dr. Çağay Dürü
ÖZET
Bu proje yeni dönem psikoterapi araştırmalarındaki yönelimlere odaklanmıştır. Bu yönelimler terapötik ittifak ve ittifakta bozulma olgularının terapötik değişimin en iyi yordayıcıları olabilceklerine işaret etmektedir. Bir psikoterapi süreç araştırması olarak planlanan bu çalışmada , kısa süreli bilişsel davranışçı psikoterapi sürecinde terapötik ittifak ve bozulma olgularının, danışman ve danışan özellikleri açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın örneklemini, Öğrenci Sağlık Merkezi'ne (Beytepe Kampüsü), üniversite hayatına uyum, ders çalışma performansı, sınav kaygısı, sunum kaygısı, kişilerarası ilişki becerileri; atılganlık ve stresle başa çıkma gibi zorluklarla bağlantılı olarak düşük düzeyde kaygı belirtileri veya depresif duygu durumla başvuran danışanlardan oluşturulmaktadır. Bireylere 20 oturumluk bir bilişsel davranışçı uygulama süreci ile danışmanlık hizmeti verilmiştir. Bireyler uygulama öncesinde ve sonrasında ve 6 aylık izlemede, bilgi formu, Beck Depresyon Ölçeği, Beck Anksiyete Ölçeği, Kişilerarası Şemalar Ölçeği; Otomatik Düşünceler Ölçeği; Fonksiyonel Olmayan Düşünceler Ölçeği gibi araçlar ile değerlendirilmiştir. Danışanlara ayrıca Terapötik İttifak Ölçeği de uygulanmıştır. Tüm görüşmeler video kayıt ve ses kayıt aleti aracılığıyla kaydedilmiştir ve bağımsız yargıcılar tarafından değerlendirilmiştir.
Projenin Yayınları:
Bilişsel Psikoterapi Sürecinde İlişkisel Değişkenlerin İncelenmesi: Bağlanma Biçimleri, Kişilerarası Şemalar ve Terapötik İttifak
Projenin Başlığı: Bilişsel Psikoterapi Sürecinde İlişkisel Değişkenlerin İncelenmesi: Bağlanma Biçimleri, Kişilerarası Şemalar ve Terapötik İttifak. TÜBİTAK-SOBAG
Proje No: TÜBİTAK-SOBAG-104K082
Süresi:2005-2008
Proje Yürütücüsü: Prof. Dr. Gonca Soygüt
Yardımcı Araştırmacılar: Dr. Sait Uluç, Dr. Zeynep Tüzün
ÖZET
Bu projede, bağlanma biçimleri, terapötik ittifak, kişilerarası şemalar gibi ilişkisel değişkenlerin bilişsel odaklı bir psikoterapi süreç araştırması kapsamında incelenmesi amaçlanmıştır. Türkiye’de, konuya ilişkin çalışmaların bir başlangıç niteliğinde olması nedeniyle bu projenin önemli bir bölümünde bir dizi ön çalışma yürütülmüştür. Bu çerçevede, uygulama alanında da kullanımı olan çeşitli değerlendirme araçları uyarlanmıştır ve yetişkin bağlanma protokolü geliştirilmiştir. Ayrıca eğitici niteliği olabilecek yazılı ve görsel malzemeler oluşturulmuştur.
Projenin Yayınları:
Soygüt G., Dürü Ç. (2008). Kısa süreli bilişsel davranışçı tedaviye vaka seçiminde değerlendirme, (Basılmamış El Kitapçığı).
Proje 1
Projenin Başlığı: Çocuğun Gelişiminde Bağlanma, İlgi-Bakım ve Aile Dinamiklerinin Etkisi
Proje no: 105K102, (TUBİTAK –SOBAG projesi)
Süresi: 36 ay
Proje kabul tarihi: 1/11/2005
Proje Yürütücüsü: Nebi Sümer (ODTÜ)
Yardımcı Araştırmacılar: Sibel Kazak Berument (ODTÜ), Melike Sayıl (H.Ü), Gül Günaydın (ODTÜ), Emre Selçuk (ODTÜ), Şenel Hüsnü (ODTÜ), Meltem Anafarta (ODTÜ)
ÖZET
Bu projenin ana konusu çocuğun erken dönemdeki duygusal gelişimidir. Bu kapsamda:
Psikolojik gelişim bakımından yaşamın ilk yılları en kritik dönem olarak kabul edilir. Fiziksel, duygusal ve zihinsel gelişim dinamikleri erken yaşlarda ebeveynlerle kurulan bağların kalitesiyle doğrudan ilişkilidir. Bu nedenle erken dönem gelişim konusundaki araştırmalar çocuğun içinde doğduğu ve geliştiği yakın aile çevresinin etkileri üzerine yoğunlaşmıştır.
Son yıllarda psikoloji alanında yaygın olarak çalışılan bağlanma kuramına göre yaşamın ilk yıllarında çocukla onu büyüten(ler) arasındaki duygusal bağın kalitesi beşikten mezara psikolojik gelişimi etkiler. Bağlanma alanındaki çalışmalar erken yıllarda kendisine bakan kişilerden değerli olduğu ve sevildiği duygusunu hisseden ve bu duygu temelinde zihinsel beklentilerini ve şemalarını yapılandıran çocukların ileriki yıllarda daha yetkin, özgüvenli ve mutlu olduklarını göstermektedir. Güvenli bağlanma olarak tanımlanan bu durumun, ebeveynlerin ilgi-bakım davranışlarının yerinde ve zamanında, çocuğun ihtiyaçlarını karşılar nitelikte ve tutarlı olmasıyla ilişkili olduğu bilinmektedir. Diğer taraftan tutarsız, aşırı müdahaleci ve çocuğun ihtiyaçlarıyla orantısız anne-baba ilgi-bakım davranışları güvensiz bağlanma örüntüleriyle ilişkilidir. Kaygılı/kararsız ve savunmacı/kaçınan bağlanma olarak bilinen güvensiz bağlanma örüntüleri özellikle duygusal gelişim bakımından risk faktörü oluşturur. Ülkemizde son yıllarda yetişkin romantik ilişkilerinde bağlanma stilleri çalışılmaya başlanmasına karşın bu stillerin gelişimsel kökeni olarak kabul edilen ilk yıllardaki bağlanma örüntüleri araştırılmamıştır. Bu proje kapsamında batı ülkelerinde erken dönem bağlanmada en yaygın kullanılan ölçeklerden biri olan BDSS kültürümüze uyarlanacak ve erken çocukluk döneminde bağlanmadaki bireysel farklılıklar incelenecektir.
Bağlanma kuramına göre “bakıcı duyarlılığı” olarak bilinen ilgi-bakım davranışlarının kalitesi bağlanmayı etkileyen en önemli unsurdur. Anne-baba tutumları Türk psikoloji yazınında çalışılan bir konu olmasına karşın (örn., Kağıtçıbaşı, 1998; LeCompte, LeCompte ve Özer, 1978) bebeklik dönemi genellikle gözardı edilmiş ve erken dönemde ebeveyn ilgi-bakım davranışlarının çocuğun gelişimine olan etkileri incelenmemiştir. Erken dönemde anne duyarlılığının standart ölçeklerle ölçülmesi amacıyla ADSS uyarlanacak ve ilgi-bakım davranışlarının örüntüsü incelenecektir. Ayrıca, ilgi-bakım davranışlarının kültüre özgü olarak biçimlendiği dikkate alınarak (örn., Posada, Carbonell, Alzate ve Plata, 2004; Posada, Jacobs ve Richmond, 2002) Türk kültürüne özgü ilgi-bakım davranışlarının yarı yapılandırılmış görüşmelerle araştırılması amaçlanmıştır.
Bağlanma ve ilgi-bakım davranışlarının, içinde oluştuğu aile dinamikleri ve çocuğun genetik yatkınlığı olarak bilinen mizaçla doğrudan ilişkili olduğu bilinmektedir. Bu çalışmada mizaç ele alınmamaktadır. Ancak, bağlanma ve ilgi-bakım davranışlarının aile dinamiklerinin önemli bir parçası olduğu dikkate alınarak, çiftlerin evlilik kalitesi ve çocuk yetiştirme tutumları da araştırma kapsamında incelenecektir. Böylece araştırmada ele alınan bağlanma ile ilgi-bakım davranışları arasındaki ilişkiler aile dinamikleri bağlamında incelenmiş olacaktır.
Bu araştırmanın uygulamaya yönelik en önemli katkısı ele alınan değişkenler bakımından erken dönemde koruyucu ve risk faktörlerinin saptanmasıdır. Bu amaçla bağlanma, ilgi-bakım davranışları ve aile dinamiklerinin çocuğun içselleştirme (özellikle ruh sağlığı) ve dışsallaştırma davranışları (özellikle ilişkilerde uyumsuzluk ve saldırganlık) üzerindeki etkileri incelenecektir. Türk kültüründe çocuğa verilen yüksek değer ve annelerin koşulsuz ilgi-bakım davranışlarının beklenen koruyucu rolü de bu kapsamda araştırılmış olacaktır.
Bağlanma kuramı çerçevesinde yürütülen çalışmalar, BDSS ve ADSS’nin yüksek düzeyde ölçüm gücüne sahip olduğunu göstermektedir. Bu çalışmayla Türkiye’de ilk kez kullanılacak olan bu ölçeklerin Türk kültürüne uyarlanması gerçekleştirilecek, böylece erken dönem bağlanma yazınına Türk kültüründen de katkı yapılması sağlanacaktır.
Bu araştırma, 2-5 (N = 360) ve 8-11 (N = 1200) yaş gruplarındaki çocuklar ve onların ebeveynleri üzerinde yapılacaktır. İki-beş yaş grubu çocuklar ve ebeveynleri üzerinde yapılacak araştırma, yaklaşık 6 saat sürecek olan kapsamlı gözlem, görüşme ve anket uygulamalarını içerecektir. İkinci grupta yer alan okul çağı çocukları ve ebeveynlerine uygulanacak ölçümler, temsili-seçkisiz örnekleme yöntemiyle ve değişik sosyo-ekonomik statüleri yansıtacak şekilde 4 ilde okul bazında yapılacaktır.
Proje ekibi alanında uzman gelişim psikologları, sosyal psikologlar ve konuyla ilgili alanlarda lisansüstü eğitim almakta olan araştırmacılardan oluşmaktadır.
Güvenli bağlanma ve sağlıklı duygusal gelişim bireyin ve toplumun gelişimi bakımından en önemli sosyal kapitaldir. Bu nedenle, erken dönemde duygusal gelişimle ilintili koruyucu ve risk faktörlerinin saptanması önem arz etmektedir. Bu çalışmanın en önemli katma değeri toplumda güvenli bağlanma ve buna uygun anne-babalık tutum ve davranışları konusunda bir farkındalık yaratmaktır. Araştırmadan elde edilecek zengin veri setinden hem uluslararası yayınlar hem de uygulayıcılara ve ailelere yönelik bilgilendirici-eğitici yayınlar yapılacaktır. Ayrıca geliştirilecek ve uyarlanacak ölçekler de bu alandaki araştırmaların geleceği bakımından önemli bir katma değerde bulunacaktır.
Daha fazla bilgi için: http://www.psy.metu.edu.tr/rrl/research.html
Proje 2
Projenin Başlığı: Çocukların Bilişsel, Duygusal ve Olumlu Sosyal Gelişimlerinin Boylamsal Çalışılması
Proje No: SOBAG 104 K 068 (TÜBİTAK-Kariyer)
Süresi: 5 yıl
Proje Yürütücüsü: Asiye Kumru (AİBU)
Yardımcı Araştırmacılar: Melike SAYIL (Hacettepe Üniversitesi), Bilge Yağmurlu (Koç Üniversitesi)
ÖZET
Çocukların kültürel ortamlarda sosyalleşme deneyimlerinin gelişimsel sonuçlarına etkileri konusunda son yıllarda artan bir şekilde kuramsal tartışma ve bilimsel araştırmalar yapılmaktadır. Günümüzde pek çok Batı ülkelerinde çocuk ve gençlerle ilgili sosyal politikalara ışık tutan, çocuk ve gençlerin yetişmesinde ailelere ve eğitimcilere rehberlik eden nitelikli boylamsal çalışmalar bulunmaktadır. Ülkemizde de kendi kültürel özelliklerimiz içerisinde çocuk ve ergen gelişiminin kapsamlı bir şekilde incelendiği nitelikli boylamsal çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.
Bu araştırma, ülkemizdeki okulöncesi ve okul çağındaki çocukların ilk ergenlik dönemine kadar geçen sürede bilişsel, duygusal ve olumlu sosyal gelişimlerini, bu alanlardaki gelişimsel sonuçlar üzerinde çocuğun bireysel özelliklerinin (örn., mizaç), ailesel ve ortamsal (okul, yaşanan şehir) etmenlerin ve bu ortamlardaki sosyalleşme deneyimlerinin etkilerini boylamsal olarak incelemeyi amaçlamaktadır. Bu amaçla şu sorulara cevap aranacaktır: (1) Çocukların bilişsel, duygusal ve sosyal gelişim özellikleri nasıl bir ilişki içerisindedir?; (2) Çocuğun bilişsel, duygusal ve olumlu sosyal gelişimsel sonuçları ile aile, okul ve yaşanılan yerleşim yeri arasında nasıl bir ilişki örüntüsü vardır?; (3) Çocuğun farklı ortamlardaki (aile, okul ve yaşanılan yerleşim yeri) sosyalleşme deneyimleri bilişsel, duygusal ve olumlu sosyal gelişimsel sonuçlarını nasıl etkiler? (4) çocuğun gelişimsel özellikleri ile ortamsal etmenler ve sosyalleşme deneyimleri arasındaki çok yönlü ilişki örüntüleri yaşa ve kuşağa (cohort) göre nasıl değişmektedir?
Araştırmanın amacını gerçekleştirmek için Bolu, Ankara ve İstanbul illerinde yaşayan orta ve üst sosyoekonomik düzeydeki ailelerden pilot çalışma için 150 (75 kız, 75 erkek) ve temel çalışma için 600 (300 kız, 300 erkek) çocuk, anne-babası ve öğretmeni araştırmaya katılacaktır. Çalışmamızın birleştirilmiş araştırma deseninde yaşları 4, 7 ve 10 olmak üzere üç farklı kuşak grubu her yıl bir ölçüm alınacak şekilde 4 yıl incelenecektir. İki aşamada (pilot ve temel çalışma)gerçekleştirilmesi planlanan bu araştırmada ilgilenilen değişkenlerle ilgili ölçümler anketler, yüz yüze görüşmeler, doğal ve laboratuar ortamlarında gözlemler ve çocuklara uygulanacak yapılandırılmış görevlerle yapılacaktır.
Bu araştırma incelenen parametreler ve yaklaşım açısından özgün bir değere sahiptir. Ekolojik sistem modeli ve bütüncü yaklaşım çerçevesinde bilişsel, sosyal ve duygusal gelişim alanlarındaki çocuk gelişimi birleştirilmiş boylamsal desenle ilk defa çalışılacaktır. Ayrıca Bronfenbrenner (1979)’ in ekolojik sistem modeli farklı bir kültürel grupla ilk defa test edilecektir. Bu araştırma bu konuda yapılan çalışmalardan farklı olarak daha çok olumlu sosyal gelişim özelliklerine odaklanmaktadır. Daha önceki yıllarda yapılan boylamsal çalışmalar da çoğunlukla olumsuz ve sorunlu (riskli) gelişimsel sonuçlar incelenirken (Örn., Loeber, Stouthamer-Loeber, ve ark., 2002), olumlu gelişimsel sonuçlar yeteri kadar incelenmemiştir (Carlo ve Randall, 2001). Oysa çocukların ve ergenlerin olumlu sosyal davranış becerilerinin geliştirilmesi için sosyal ve psikolojik doyumlarını etkileme işlevine sahip bu davranışları etkileyen faktörlerin belirlenmesi büyük bir önem taşımaktadır.
Daha fazla bilgi için: http://www.fef.ibu.edu.tr/bolumler/psikoloji/public_html/acd/2/resim.htm